Audi, holoride özelliğinin sanal gerçeklik eğlencesini seri üretime dahil eden dünyanın ilk otomobil üreticisi oluyor. Arka koltuk yolcuları sanal gerçeklik gözlüklerini (VR gözlükleri) takarak oyunlar, filmler ve etkileşimli içerik gibi çeşitli medya formatlarıyla vakit geçirebilecek. Asıl dikkat çekici olan ise; sanal içeriğin, otomobilin sürüş hareketlerine gerçek zamanlı olarak uyum sağlıyor olması. Yeni teknoloji, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki South by Southwest (SXSW) festivalinde tanıtılacak. Ziyaretçiler, hareket halindeki bir araçta holoride özelliğini deneyimleyebilecek.
Holoride özelliğinin kapsamında, sanal içeriği gerçek zamanlı olarak otomobilin sürüş hareketlerine uyarlayan bir teknoloji bulunuyor. Örneğin otomobil sağa dönüyorsa hayal dünyasındaki uzay gemisi de sağa doğru uçuyor. Otomobil hızlandığında, uzay gemisi de hızlanıyor. Yenilikçi VR veya XR (genişletilmiş gerçeklik) teknolojisinin geliştirme süreci Audi ile başladı ve teknoloji-eğlence startup şirketi holoride tarafından farklı üreticiler için geliştiriliyor ve ticarileştiriliyor.
Münih merkezli girişim bu yaklaşımla “Elastik İçerik” adını verdikleri tamamen yeni bir medya türü yarattı. Bu içerik, sürüş hareketlerine, yolculuk süresine ve sürüş rotasına uyum sağlıyor. Ortaya daha önce deneyimlenmemiş son derece kaliteli ve sürükleyici bir deneyim çıkıyor.
Holoride ilk kez Las Vegas’taki CES 2019’da (Tüketici Elektroniği Fuarı) tanıtıldı. Disney Games ve Interactive Experiences işbirliği ile holoride, Marvel dünyasından otomobiller için bir VR oyun deneyimi uyguladı. Holoride, 2021 yazında California üzerinden Los Angeles’tan San Francisco’ya yapılan bir roadshow sırasında, diğer etkinliklere ve gösterilere ek olarak, teknolojinin olanaklarını diğer potansiyel ortaklara göstermek amacıyla diğer prodüksiyon ve oyun stüdyolarını da ziyaret etti. Münih’teki IAA 2021 ziyaretçileri, konsepte uygun “İlerleme hakkında konuşalım” sloganı kapsamında holoride ile ilk demo sürüşleri yapma fırsatını yakaladı.
Gelecekte, otomobille ulaşımın ileri seviyede otomasyonu, sadece sürüş sırasında yeni eğlence biçimlerini mümkün kılmakla kalmayacak, aynı zamanda yolda öğrenme ve çalışma için fırsatlar yaratacak. İç mekan kullanıcılar kişisel bir serbest zaman alanı olacak ve tasarımcılar için yeni tasarım merkezi olacak. Sonuçta tasarım süreci: yeni bir modelde kim oturacak ve insanlar orada ne yapmak isteyecek, sorusuyla başlıyor.