Hukuk ve Teknoloji. Biri inovasyon, diğeri regülasyon. Teknoloji gelişirken her adımda birçok şeyin cevabını hukukta arıyoruz. Burada konumuz, sadece işlenen suçlar ve yaptırımlardan ibaret değil tabi ki. Telif hakları, kişisel verilerin korunması, rekabet gibi birçok alan teknoloji sektörünü yakından ilgilendiriyor. Teknoloji ve bilişim sektöründe iş geliştiren kişi ve kuruluşların yasal gelişmelere de hâkim olması ve uyum sağlaması gerekiyor.
Geldiğimiz noktada, teknoloji ve hukuktan birlikte bahsettiğimizde artık bazı konuları kabullenip öyle ilerlememiz gerekiyor.
Her zaman teknoloji ileride, hukuk da onun gerisinde kalacak
Hiçbir zaman yeni bir teknolojik gelişmenin çıkarabileceği uyuşmazlıklar ve ihtiyaçlar önceden tespit edilip yasa koyucular tarafından regüle edilemeyecek. Böyle bir şeyi beklemek de açıkçası absürt olurdu. Bir konunun mevzuatta düzenlenmesi için, toplumun o konuyu anlaması, sindirmesi, ihtiyaçların doğması ve uyuşmazlıkların şekillenmesi gerekir. Aslında, bizler toplum olarak, bir teknolojik gelişmeyi hukukla düzenlemeyi gündeme aldığımızda, o teknoloji eskimeye başlamış bile olacak.
Her şeyi kanunlarla düzenlemek mümkün değil
Yapay Zekâ Kanunu, blokzincir kanunu, NFT kanunu gibi her gelişmede bir kanun çıkmasını beklemek çok kazuistik bir yaklaşım olurdu. Bu konularda başlıca ilkeleri mevcut mevzuat düzenliyor. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu saydığımız teknolojik başlıklardaki birçok konu ve uyuşmazlığı ele alıyor. Tabi ki, halen karşılanmayan çok konu var, bunların bir bölümü de yargı kararları ile şekillenecek ve geriye kanun değişikliği ve yeni mevzuat gerektirecek konular kalacak.
Nitelikli karar vericilerin emsal kararlarına ihtiyacımız büyük
Yargıda hakimlerin ve yüksek mahkeme üyelerinin teknolojik gelişmeleri benimseyerek anlamaya, özümsemeye çalışmasının çok önemli olduğu bir noktaya geldik. Tabi bu noktada, teknoloji konusunda nitelikli bilgi sahibi hukukçuların yetişmesi, hukuk fakültelerinde teknoloji ile bağlantılı dersler eklenmesi daha da önem kazanıyor.
Kendini geliştiren ilerler, teknolojiyi reddeden geride kalır
Her sektörde olduğu gibi hukukta da artık yazılımlar, yapay zekâ ve teknolojik geliştirmeler sıklıkla kullanılıyor. Her sektörde olduğu gibi, teknoloji ile uyum sağlayan, araştıran, araştırmasını bilen var olup, aksini yapanlar geride kalacak. Bundan sonra “ben teknolojiden korkuyorum”, “bilgisayardan anlamam”, “ne gerek var böyle şeylere” demek pek de mümkün olmayacak.
Teknoloji şirketlerinin ve kurumların özellikle mevzuata uyum ve önleyici hukuk amaçlı kadrolarını genişlettiklerini, geliştirdikleri ürünlerin tasarımlarında ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeleri dikkate aldıklarını, ticari sözleşmelerde teknik ve hukuki hususları eskisinden çok daha fazla önemsediklerini görüyoruz. Çok yakın zamanda, daha çok kuruluşta veri koruma görevlisi, uyum yöneticisi gibi unvanlarla teknik konularda da bilgi sahibi olan hukukçu istihdam edileceğini göreceğiz. Öyleyse, Üniversite yerleştirmelerinin yapıldığı şu sıralarda, Hukuk Fakültesi tercihi yapmış meslektaş adaylarının bu alanlarda fark yaratacak çalışmalar yapmasını dileyelim. Böylelikle, hukuk teknoloji ile arasını bir nebze daha nitelikli şekilde kapatabilir.
(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi [email protected] adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)