Uzay çöplüğü çok hızlı oluşturduk, devam ediyoruz.
19.yüzyıl ortalarından beri, başta Rusya, ABD ve Çin olmak üzere yaklaşık on bin uzay roketi derinliklere fırlatıldı ve hepsi de metallerle doluydu. En çok 6 ton olan bu roketler, taşıyıcı olma özelliğinden dolayı muhakkak işi bittiğinde taşıdığı kargoyu yerine bırakarak uzayda yanarak maddeler halinde boşluğa savruluyor.
Bu roket ve taşıdığı elektronik ve mekanik uzay aracı yüz yıllardır uzay çöplüğü oluşturdu ve maalesef oluşturmaya devam ediyor.
Yeryüzünde insanoğlunun yarattığı çöp yetmediği gibi birde uzayda yaratılan bu çöp sadece dünyayı değil tüm gezegenleri de tehdit etmektedir. Uzmanlar uzay boşluğunda yanarak kayboluyor desede madem evren bizim ve evrenin nimetleriyle yaşıyoruz o zaman yeryüzü kadar uzay temizliğine de dikkat etmeliyiz.
Tabi uzayın patronları en başta Amerika olmak üzere şimdilik ses çıkarmadan uzayı da mahvetmeye devam ediyoruz.
Ülkelerin hava, kara ve deniz alanları gibi uzayda uydu alanları ve bu alanlarda yerleşik uyduları da vardır. Uyduların ömrü en çok 15 yıldır ve sonrasında hepimiz biliriz ki uzaya terke ederiz. bu uydular son geldiğinde Panellerden aldıkları güneş enerjisini üzerlerinde bulunan iteleme motorları ile gücünün yettiği en çok en uzak noktaya kadar taşır ve orada yanmak kaybolurlar. Bu yanmanın yeryüzüne etkisinin direk olduğunu kanıtlayan bir bilim insanı yok ama sonuçta hava, atmosfer ve uzay katman katman insanoğlunun bedenine hizmet ediyorsa, bu uzay temizliği hiç vakit kaybetmeden önemsenmelidir.
Burada yazarak bir farkındalık yaratabilir miyim bilmiyorum, ancak bu uzay çöp konusu tüm ülkelerin başlıca sorumluğundadır. Uzay hurdacılığı altında yapılan bazı çalışmalar yok değil, ancak bu sadece insanoğlunun konu hakkında bir çalışma yapılıyor algısını oluşturmanın dışında bir neticeye varamıyor.
Bir uzay hurdacısının yılda elde etti hurda taşıma kapasitesi olan yaklaşık on tondur. Yılda bir boşaldım yapan uzay hurdacıları da yine bu topladıkları hurdaları aynı mantık ile uzayın derinliklerine fırlatmadan başka bir şey yapmamaktadır.
Şimdi madem denizlerimizi, havamızı ve kara alanlarımızı koruyor ve dış etkenlerden uzak tutuyoruz, o zaman her ülkenin uzay alanlarını da temizleme, koruma görevi olmadır. Beklide bunun için ilk adım ülkemizden atılabilir. Farkındalık yaratmak adına uzay çöplüğünün temizlenmesi sorumluğunu taşıyan ilk ülke olabiliriz.
Bu sadece temizlikte olmayacaktır. Eyer başarılı bir temizleme adımı atılabilirse bu toplanan değerli hurdalar uzayda yaşadıkları serüven ve izler sayesinde aynı zamandan uzay araştırmalarında da takibini sağlayacak en önemli bulguları barındıracaktır.
Şimdilerde uzaylıların dünyaya göründüğü iddiaları artmakta bence sadece bizden şikâyetçi oldukları için geliyorlar. Komşularla iyi geçinmek lazım. Uzayda sadece yaşamın dünyada olduğu kanaatinde sabit kalmak çok bencil bir düşünce olacaktır.
Uzayın ne büyüklükte olduğu halen belirlenemezken, bilim insanlarının kanıtladığı en uzak uzay alanı 25 milyon kilometre uzaklık olarak literatüre girmiş bulunuyor. Yani eyer oradan dünyayı izlenseydi dünya 14 üncü yüzyılını yaşıyor olacaktı.
Dolayısı ile bu kadar derin uzayın sadece bizim için var olduğunu düşünmek çok zor. Dünyayı çok kirlettik, uzayı temiz tutmak için kuralları şimdiden kolalım. Yoksa önüne gelenin binlerce yakın yörünge uydusu fırlattığı ve çıplak gözle bile görülebilen bu metallerin günümüzde her an bir yere düşebileceğini unutmayın ve şaşırmayın.
(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi [email protected] adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)
